Neşeyle uyanıp Efendimin çalışma odasına girdim.. Sabahları onu yanım da göremeyişim kendimi hep kötü hissettiriyor. O kişisel çalışmalarını gerçekleştirirken ben de biraz temizlik, bulaşık v.s… oyaladım kendimi.
Dinlenmek için karşısına oturduğum da uzun bir söyleşi başlattık. Efendimle konuşabilen köpek olmak hem çok keyif verici hem de çok zor bir durum. Konuşmayı yeni söken bir köpek olarak bazen kedigillerden kalma çenemi tutamıyor azar işitiyor, yüzüm bir karış aşağıda konuşmayı devam ettiriyordum.

Efendim benim iyi ve olumsuz yanlarımı 3. bir göz gibi hem uzak hem de tarafsız eleştirirken ben de kendimi bu eleştirilerin yardımıyla yakalıyor ve ayıklamaya çalışıyordum..
Benim karanlıktan beslenen yüzümü bilmeyen iyi bir kişilikten bir mesaj geldi..
* Bir felsefe akımı olsa adın tapındığım tanrı sen olurdun. 🙂
Böyle bir ara gaz almak fena değildi :))
Terliklerimin zaman zaman yüksek ökçesi acıttığı için ayaklarımı yalınayak geziniyordum evin içerisin de. Efendimin hoşuna gitmeyen bu durumu bir de salak saçma bahanelerle sunmasam olmazdı sanki 🙁

İyice kızdırdım Efendimi. Yere 4 mum yaktırdı. Bunun ne anlama geldiğini biliyordum. Zor bir aşamaya gelmiştim. Parmak uçlarım da mumlara teslim olmayarak acımı çekecektim..
Efendim yakılmış olan mumlar hazırda beklerken devamlı bana emirler veriyordu.

Öne geç! Arkasına geç! Uygun duruşu al! Ortaya geç!

Kafam o derece ateş elementinin zalimliğini düşünüyordu ki emirleri yerine getirirken panik yapıyor ve devamlı yanlış yapıyordum..
Efendim öyle güçlü bir sesle beni azarladı ki bir an bayılacağım sandım 🙁

Aptal köle!!! Aptalsın sen APTAL!!

Paramparça olmuş bir narla devam edecektim görevime. Kafamın bu derece işlevsiz oluşunu sindiremiyor ve mızıklıyordum sürekli.. Biri tapınmaktan bahsetmişti halbu ki.. Ama aptal olduğumu söylüyordu Efendim. 2 farklı kulvarda koşabilen bir at gibi hissedebiliyordum. Bir zaman boşluğun da şampiyon, bir zaman aralığın da ise yitik ve aptal. Bu ruh hali iyice bocalamama sebep oldu.. Emirler sanki çok uzak bir boş odadan eko yaparak yükseliyordu kulaklarıma. Ve hain kulaklar bedenden bağımsız çalışarak yaşamını idame ettiriyordu.. Duyduklarım yaptıklarımın tam tersi olarak devam ediyordum.

Aptal orospu seni!!

Nedense kulaklar bu azarları bedenime göndermekte çok bonkördü. Emirleri anlayamayan aptal kafam bu azarlar da kahroluyordu. Uygun duruşu zor da algılasam aldım.. Şimdi tabanlarıma ulaşmak için deliren o sıcaklık ve onlara kavuşmak istemeyen 1 çift ayakla baş başaydım. Yazarken bile ayaklarım cayır cayır yanıyor sanki..

Eskiden biri ben böyle böyle yaptım dese yaşadıklarım için kendi adıma cevabım ‘mümkün değil!!‘ olurdu. Ama Efendim herşeyi mümkün kıldırıyordu bana. Duramayacağımı sanıyordum ama bal gibi de durdum parmak uçlarımın üzerinde. Komut aldıkça tabanlarımı mumun alevine yaklaştırıyordum. O ısıran acı ve sıcaklık 🙁
Tabanlarımla mumu söndürme emri gelene kadar hem parmak uçlarımda dünyaya tutundum hem de tabanlarımı pişirircesine muma sundum.. Ardından korkarak mumları söndürdüm. Efendime oral seks yapmaya başladım. Beni korkutan acılar gerçekleşmemiş ve ben ciddi bir ders almıştım. O haz veren tat boğazımdan akana kadar iştahla devam ettim. Derin bir nefes almak üzereyken..

Efendim çırılçıplak soyunmamı ve yüzükoyun uzanmamı emretti. Hogtied şekilde bir bondage ile bağlandım. İplerin el ve ayak bileklerimi uyuşturan ve kesercesine acı veren düğümlerine konsantre olmuş düşünüyordum.. Bir yandan da mumlar tekrar yakılmıştı..
Bu defa ne yaşayacağım?
Tüm varsayımları kafamda gezdirirken bu düşünce kapsamın da, aklıma gelmemiş olan bir ihtimal yeşillenmeye başladı. Efendim bir BDSM videosu açmış ve yattığım pozisyondan görebileceğim üzere ekranı bana çevirmişti.
Devamlı olarak tutturduğum ‘işkence videosu izleyelim Efendim‘ demelerim gerçek olmuştu.. Tabi bu kadar la sınırlı değil.
Video yaklaşık 8 farklı konudan oluşuyordu.. Bazıları cinsel işkenceyi de kapsarken bazıları sadece Cane sopasının marifetlerini gösteriyordu bana.. Evet Cane sopasını tabanlarım da hissetmek için ayrı bir aşk besledim o an. Yakaladığı yerde ki renk ve desenler…
Bir tual olarak sunulmuş bir beyaz popo ve yavaş yavaş işlenmesi. Güzel kadının acıdan ter için de kalmış yüzü ve ince çığlıkları.. Tıpkı benim gibi acısını delil yok edercesine temizlemeye çalışması yüzünden..

Bunları düşünürken ürpertecek kadar keyif veren o tanıdık eli hissettim. Tam da kıçımın altın da durmadan ıslanan amım da..
Sahneler değişiyor fakat o elin bedenime bir zehir gibi yayılan muhteşem dokunuşu değişmiyordu. Esniyordu ruhum.. Acı vererek ilerleyen bu el ile.. Efendimin öpmeye bile layık olmadığım eli.
Dakikalarca acı deparı atan sevgili amım artık bu esnemelere alışmış ve keyfine bakıyordu. Bağlı oluşumun ise verdiği esaretin ısıran notası bedenimi ve ruhumu bambaşka bir baharata buluyordu.
Efendimin kusursuz ellerinin 4 parmağını da içime alabilmiştim. Bu esneklik hem kasıntılı bir acı veriyor hem de aitlik ateşimi körüklüyordu. Hayatımın en sessiz boşalmasını yaşadım belki de. Ruhumdan fışkırıyordu özüm..
Tirtir titrerken ben bir yandan artık içim de değil di o parmaklar..
Yavaş yavaş çözülmeye başladı iplerim. Efendim;

Video bitene kadar burdan milim kımıldamayacaksın! Ben arayana kadar telefonu eline almayacaksın.

Çırılçıplak kalakaldım yatağın üzerinde. Üşümeme rağmen kımıldamam yasak olduğu için o halde kalakaldım.. Video oldukça uzundu. Zaman zaman beni tırsıtan uygulamalar çığlık çığlığa seyir bir yerde dursun kafam da ateşleniyordu.
Acı eşiği çok yüksek bir köle izledim mesela. Banamısın demeyen bu kadını izledikçe şaşırdım. Sonra bir Kadın Efendi ve kadın kölesi.. Kölenin gözyaşlarıyla hacim kaybetmiş takma kirpikleri.. Efendim o esnada telefon açtı.
Eve geldiğin de ben artık hayretle izliyordum videoyu.
Efendim gülümseyerek bana;

Pornocu orospu seni 🙂

diyor ve gülümsüyordu.
Ciddi bir ilgiyle videoyu izleyişime ben de şaşırıyor Efendimle hemfikir oluyordum. Video bitti ve duş için ayaklanmaya teşebbüs ederken daha Efendim köpek duruşuna geçmemi söyledi. Kafam da hiç birşey canlandırmadım bu defa. Gözlerim kapalı bekliyordum.
Bekleyişim ılık ve yakıcı bir akışla son buldu..
Mumlar!!
Mini mini ağırlıklar vererek beni hem ısıtıyor hem de hafif telaşlara itiyordu. Popom ve akabildiği baldır kısımlarım mumun hem lezzetli hem de acı verici etkisinden yararlanıyordu çokça. Efendim;

Kıçını 2 elinle ayır bakalım! dedi..

Mızık mızık denileni yaptım ve tüm kadınlığım kızgın mumla kutsandı o an. Kalıp halin de donana kadar mumlar köpek duruşun da kaldım. Ardından uzun bir banyo..

Yemek yerken bu günün çok dolu geçtiğini söylüyordum Efendime. Minnet doluydum. Sevgimi Efendime dokunarak izinli olarak öperek ve masaj yaparak fısıldamaya çalışıyordum söylemek yerine. Mutlu uyumaya alıştım:)

Efendim çok teşekkür ederim..