Ohooo Efendinden sonra mı uyanacaksın?

Gülümsüyordu. Derhal toparlandım hemen ama. Gayet yayılmış uyuyordum. Bu gün bazı başlangıçlar olacaktı. Falakaya yaklaşıyordum. Adı bile beni ürkütüyordu. Kendi kendime denediğim falakalar canımı çok yakmıştı. Ama ne olursa olsun Efendimle yaşayacağım daha farklı olacaktı. Bilmiyordum falakayı yaşayanlar anlatıyordu ama bir türlü inanamıyordum onlara.. Efendim alışverişe çıktı ben ise temizlik (gerçekçi bir titizce temizlik sanmayın ben pis bir köleyim) süpürme silme gibi işler için evde kaldım. Efendim geldiğinde kahvaltı yaptık. Biraz konuşur gibi olduk..
Ben beceremiyordum hiç konuşmayı. İçimde kekeme bir iç ses vardı. Yazmak kadar kolay değil konuşmak. Efendim çok konuşmaktan onu yorduğumu söyleyip beni kahrediyordu.
Konuşacak tüm konular o evin dışında asılıydı sanki.

Yatağa çıkmamı emretti Efendim. Ve köpek gibi durmamı. Yanlış durmuştum ilkin. Ama ellerimi dışarı açarak ve bacaklarımı ayırarak durmamı söyledi. Hemen durumumu düzelttim. Bir önceki geceden kıçıma yakışmış pembelikler apaçık görünüyor olmalıydı. Efendim belinden kemerini çıkarttı.

Bu kemer bir çok ten gördü ve görecek.. Sen ne ilk olacaksın ne de son.

Dudağıma getirdi. Öptüm kemeri. Ve seri şekilde vızlamaya başladı arkamda. Kıçıma sırtıma defalarca indirdi Efendim kemerini. Ayaklarımının her birine de 1er defa vurdu. Kemeri bir ara bırakıp avuç içleriyle kalçalarıma ardı ardına şaplak attı. Özellikle sol kalça yanağım epeyce reklendi.

Acıya alışacaksın ve seveceksin. Bu daha başlangıç.,

Pantolonumu indirtip o şekilde sikti beni. Ve kemerle vurmaya da devam etti.
İzleri görünce tuhaf ama çocuksu bir sevinç yaşadım. Her biri Efendimin sanatına aitti. Elle dokunulamayacak kadar hassaslaşmışlar, bir diğer yandan ise üşüyen bedenimi hissetmeme neden olacak kadar fazla yanıyordu. Epey can çekişmeme rağmen ilk başında sonlara doğru aşırı zevk almış olmama hayret ediyordum. Bu yönümü hiç bilmiyordum çünkü. Üstelik diyalog kurduğum köle arkadaşlarımın bazıları acının zevke dönüştüğü hakkında uzun uzun benimle sohbet etmişlerdi ama bir türlü bu fikri kabul edememiş ve hep acıyı psikolojik bir algı olarak kabul etmiştim.
Şimdi ise tam tersi düşünceler içindeydim.

Akşam üzerine doğru ben tüm suskunluğumla saniyeyi 10 farklı düşünceye bölerek içime dönmüş bir şekilde konuşuyordum. Nedense düzgün cümle kurmayı bir türlü beceremedim ve hislerimi Efendimle paylaşamadım. Arada Efendim alaycı bakışlar atarak hevesimi kırar gibi oluyor ama ben inatla yüzüne bakmaya devam ediyordum. Evin içinde Efendim nereye giderse ben ardından onu takip ediyordum.

Efendim çok lezzetli bir beyaz şarap açtı ve bana da ikram etti. Odanın içini mumlar aydınlatıyordu.. Titreyerek yanıyordu her biri. Kendime benzetecektim bu mumları sonra ki günlerde. Şimdilik seyre daldım..
Çok güzel şarkılar dinledik Efendimle. Ben öyle bir rahat hissediyordum ki kendimi herşeye ağlıyor (mutluluktan) bir diğer yandan da Efendime dokunuyor, sırtına masaj yapıyor ve istem dışı olarak kokluyordum sürekli.. İdda ediyorum Efendimi aynı boy ve kiloda olan 10000 erkeğin arasında gözlerim kapalı kokusundan tanıyabilecek kadar çektim onu içime. Ruhum dopdolu Efendimle..

Ayaklarını temizlememi emretti Efendim bu gece de. Derhal çoraplarını çıkartıp tertemiz yaladım Efendimin benim için çok değerli ayaklarını. İyice temizlediğimden emin olunca ödül olarak tekrar kendisine oral seks yapmama müsade etti..
Ama fazla pratiğim olmadığı için çok çabuk yoruluyordum..

O sik ağızdan çıkmayacak!!

..bu cümlesi geliyordu aklıma ama duramıyordum. Çene kemiklerim 2ye ayrılacak kadar kasılmış bir halde oluyordu devamlı..
Çaresiz kaldığım anlarda yatağa vuruyordum parmak uçlarımla. Böyle yapınca Efendim soluklanmam için müsade ediyordu. Çene kemiklerime vuruyor sızısını alıp tekrar devam ediyordum. Domalıp taytımı indirdim. Efendim bir yandan kıçıma şaplak atıyordu ona oral seks yaparken. Ve aslında düne kadar derin önyargılar beslediğim spermlerini iştahla yuttum.

Efendim yüz üstü yattı ve masaj yapmamı emretti.
Masaj yaparken Efendimin derin aromalar içeren ten kokusunu da çekiyordum diğer yandan içime. Nasıl oldu nasıl yaptım şu an, hatta o an bile anlayamamış ve Efendimi ensesinden öpüvermiştim üstelik izin alma inceliğini göstermemiş ve adice yapmıştım bunu.
Sinirle doğruldu yerinden ve kafamı yatağa bastırarak sıyırdı tekrar taytımı. Kıçıma öyle acıtarak vurdu ki rimelim göz yaşlarımla avuçlarıma damlıyordu. O an ölmek istedim yoğun bir nedenle. Haddimi sınırımı hiç bir zaman bilemeyecektim belki de. Deli gibi istediğim bedene dokunmam yasaktı. Hemen yanımda nefes almasına rağmen yalnızca izleyebilirdim. Bu beni çok inciltti. Gece boyunca sokularak uyudum Efendime. Kafamı kaldırıp kaldırıp izledim gece boyunca. Ve aslında şanslıydım. Yerde uyuyabilirdim kahretsin ki yerde uyusaydım Efendimle dolduramazdım ciğerlerimi. Usul usul ağladım. Efendime duyurmadan. Mutluydum